Takiliyorum oyle boyle... 6/30/2010 10:57:00 ÖÖ

Ayaklarim puf borek
Yuzum sira (yanar)daglar
Kollarim biber dolmasi
Saclarim yele
Gobegim pitir pitir
Ellerim yumuk yumuk
Aklim pir pir
Kalbim kipir kipir
Canim sweet-chili

takiliyorum iste boyle :)

Aşk Bir Kıyamama Halidir 6/22/2010 10:26:00 ÖS


Meral Okay - Aşk Bir Kıyamama Halidir
"Bir gün evi düzenlerken fark ettim. Bir de baktım ki, benden çok Yaman'ın eşyaları var...Küçük küçük... poşetlerle sızmıştı. Aşk bir sızma halidir... Yaman o kadar temiz bir adamdı ki ona kızamazdınız. Bir o kadar da yiğitti. Ben derdim ki; bu adam ne zaman yorulacak! Meğer acelesi varmış...Herşeyi o kadar yoğun, hızlı ve coşkulu yaşıyor ve yaşatıyordu ki büyüleyici bir şeydi bu. Ben köşeleri çok olan bir insandım. Yaman beni eğitti... Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden 'biz' olabilme halidir...İnsan egosu denetlenmesi en güç şeydir. Bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz...Biz birbirimize karşı çok saygılıydık... Eee bazen de sıkılırdık, hele üç beş aydır bir aradaysak birbirimizin gözüne bakardık, önce kim gidecek diye, böyle nefes molaları da verirdik...Döndüğümüzde yepyeni bir enerji ve hasret bekliyor olurdu bizi... Aşk bazen de bir kıyamama halidir... Şunu çok açık yüreklilikle söyleyebilirim, o benden daha iyi bir insandı...O kadar bebek, o kadar adam, o kadar temiz, onun kadar beklentisiz, onun kadar temiz yaşamayı öğrenmeye çalıştım. Buradan bir öğretmen öğrenci ilişkisi anlaşılmasın...O, o kadar ahlaklı ve temizdi ki, yaşam biçimi ve duruşu karşısında başka türlü olamazdınız. Onun yanında kirli kalamazdınız. Böyle bir şölen gibi, bir lunapark gibi sevdalık yaşayınca bu görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana...Bu ateşle yanma hali o kadar derinden, için için yanıyor ki, dönüp bir başka ölümlüyü yakmaya içi elvermiyor insanın...Yaman’la her günümüz sevgililer günüydü...Eşine bu kadar çok çiçek getiren bir adamı daha analar doğurmamıştır...Biz birçok defa sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, ne bileyim çingene vapuruna binip sabah erken boğaz’ı turlardık.Bugün eksik olan ne? Bu topraklarda eksik aşk ve mutluluk kutsanmaz, ayrılık ve acı kutsanmıştır...Birlikteliklerdeki tutku kutsanmaz da, ayrılıklardaki tutku kutsanır hep...Yaralarıyla mutlu olmaya daha yatkın bir kültüre sahibiz biz... "

Facebookta biri paylasmis bu yaziyi. Alip buraya koymadan yapamadim. Umarim herkes boyle bir aski tadabilir, kiyamaz, sizar, sizdirir...






Oslo'ya yaz mi geldi? 6/20/2010 08:38:00 ÖS

Bugun hava ayaklarimizi denize sokacak kadar sicakti dusunun yani. Nerdeyse temmuz oldu sadece ayak parmaklarimiz denizle temas edebildi. Gerci birkac Norvecli vardi denize giren. Ama guneslenen doluydu. Heleki ciplaklar plaji pek bi kalabalikti. Bizde merakli gozlerle uzaktan soyle bi baktik :)
Aslinda burda yaz falan yok. Burda yaz dedikleri mevsimin sicaklik ortalamasi 18 derece. 25 derecenin uzerindeki gun sayisi bir elin parmaklarini gecmez. Ama gunes ciktimi gercekten isitiyor, yakiyor.
Biz bu arada Norvec'ce kursuna basladik buyuk bir hevesle. Ama gitmek oyle zor geliyorki anlatamam. Kurstan da birara bahsederim. Neyse gecen gun derste mevsimler, hava kosullari vs isleniyor. Bazi Norvecliler soyle dermis: "Vi har bare to årstder i Norge- en hvit vinter og en grøn vinter!". Turkcesi su: Norvecte sadece 2 mevsim vardir- beyaz kis ve yesil kis!". Yani kimse kendini kandirmasin bu memlekette yaz falan yok!

Yetmis! 6/13/2010 10:39:00 ÖÖ

70 kilo oldum sonunda. Bugunler de geldi, bakalim nereye kadar gidecek boyle. Rejim yapacak halim yok, normal normal yiyorum. Sadece daha gec doyuyorum. Yani porsionlarim buyudu. Onun disinda daha fazla abur cubur yemiyorum veya asermiyorum. Ozel birsey istemiyor yani canim ama kilolar gelmeye devam ediyor. Bunu takmiyorum ama napalim artik ne yapip ne edip zayifliycam. Ilk once sag salim bi dogurayimda ondan sonra dusunurum dimi :))

Yogaya basladim bu arada, hamilelik yogasi. Haftada bir gun gidiyorum. Iki hareket yapip, bes nefes alip, iki saat yatiyoruz. Henuz dogumda ne faydasi olacagini anlamis degilim ama bi zarari olmadigi kesin. Mola vermis gibi oluyorum, iyi geliyor.

Bu arada cildim cok kotu. Internette bircok yerde okudum, hamilelikte cildin yaglanmasi sivilcelerin artmasi normalmis diye. Bunu ne kadar takmamaya calissamda olmuyor. Aynaya bakmak istemiyorum.

Bunlar disinda biraz alinganlik soz konusu. Normalden cabuk bozulup aliniyorum sanirim ama sorun yaratmiyorum :)

Artik calismak istemiyorum sanirim. Havalar da isindi ya iyice konsantrasyonumu kaybettim. Yavas yavas baska seylere konsantre olmak istiyorum. Ne biliyim iste, biran evvel su ev isini halledip (hala ariyoruz da, maceralarimizi sonra yazarim) odasini yapmak falan istiyorum. Bilmiyorum erken mi daha?

Norvec'te hamile olmak 6/03/2010 12:34:00 ÖS


Yazcam demistim, yaziyorum. Norvecte hamile olmak nasil birsey diye. Burda nerdeyse hicbir kontrol yapmiyorlar. Turkiyedeki gibi jinekologunu secip gidemiyorsun. Ha aslinda gidersin ama parasini vererek. Turkiye'de de hicbir sey bedava degil biliyorum ama saglik sigortasi falan oldugu icin sorun olmuyordu. Burda illa aile doktoruna gideceksin. Ancak o seni yonlendirirse, jinekologa o zaman gidebiliyorsun. Ilk ogrenip de kendisine gittigimde en azindan tespit icin bir ultrasona gonderir diye dusunmustum ama nafile. Sadece 16-18 hafta arasinda hastanede bir kontrol oluyor o kadar. Ayda bir rutin kontrole cagiriyor. Her cagirdiginda idrar ve kan ornegi aliyor. Seker, demir vs. kontrolu yapiyor. Bir de yuzyil oncesinden kalma aleti ile bebegin kalp atisini dinliyor. Annemle konustum. O bana hamileyken de yapilan kontrol buymus!

Ben tabiki ozel doktora gittim, ultrasonla bazi kontrolleri yaptirdim. Ama ornegin Turkiye'de yasin ne olursa olsun yaptiklari ikili test, uclu test gibi testleri yaptiramadim. Parasiyla yaptirmak istedim onu bile yapmadilar. Arkasindaki mantik suymus; eger sen cocuk yapmayi istiyorsan o zaman tum riskleri ile beraber bunu kabul etmis olursun! Kaderine teslim ol, ve onu yasa! Ultrason da hobiymis, yuzde 100 dogrulugu olmadigi icin tibbi gecerliligi de yokmus. 

Bir de burda jordmor dedikleri, midwife yani bizim bildigimiz ebeler var. Onlara da gidebiliyorsun. Ebeler doktordan daha ilgili ve bilgili. Ama yaptigi soyledigi cok farkli birsey yok. Sadece gittiginde sana daha cok vakit ayirip, bazi farkli tavsiyelerde bulunuyor. Mesela benim ebenin tavsiyesi ile bugun yogaya basliyorum. Heyecanliyim :)

Guzel yanlari da var tabi. En basiti ise istedigimi giyip gidebildigim, sokaklarda kimsenin umurunda olmadigim icin rahat rahat takiliyorum. Is yerinde bana iyi davraniyorlar :) Fazla is vermemeye calisiyorlar. Gerci bugune kadar essek gibi calistigim yeter de artar. Dogumdan sonra 10 ay izin var, yuzde 100 maasla. Eger istersen %80 maasla 12 ay da alinabiliyor. Babaya da 10 hafta, istedigi zaman kullanmak uzere. Hatta babaya dogumdan hemen sonra 2 hafta daha izin var.  1 yasindan itibaren de yuvaya aliyorlar cocugu. Cocuk parasi ufak bir para, annenin geliri oldugu icin. Olmamasi durumunda daha fazlaymis. Yani Belcika'da Almanya'da bizimkilerin yaptigi gibi para icin cocuk yapmaya degmez.

Simdilik bu kadar, tecrubelendikce daha da yazarim bakalim. Yine ayaklarim sisti galiba, ayakkabi daraltmaya basladi :)