Benden, bizden... 10/06/2017 03:45:00 ÖS

6 ayda bir yazmakla blogger olunmuyor dimi? Neyse zaten degilim, bu benim gunlugum :) Yine geldi catti karanlik ve soguk gunler. Kaloriferleri yaktik, kazaklari, paltolari, botlari cikardik, haziriz bakalim.

Duydum ki F vitamini diye birsey varmis. "F" Friends kelimesinden geliyormus. F vitaminin faydalari say say bitmiyormus. Yapilan arastirmalara gore guclu sosyal iletisim icerisinde olanlarda depresyona girme riski ciddi anlamda azaliyormus. Duzenli F vitamini kullanmak ozellikle Norvec gibi ulkelerde sartmis cunku dostlugun sicakligi stresi azalttigi gibi gergin oldugunuz zamanlarda kan damarlarinda pihtilasma ve kalp krizi gecirme olasiligini da azaltiyormus. Yani diyecegim o ki F vitamini almak yani arkadaslarla vakit gecirmek iyi geliyor insana. O yuzden hem burada hem Turkiye'de bana F vitamini olan arkadaslarima minettarim. Her ne kadar hepsi benim kafamda olmasa da hepsinin bir yeri var hayatimda. Hem zaten herkes ayni olamaz degil mi? Bu konu nerden cikti da yazdim bilmiyorum bu arada 😊

Buraya yazmadigim bircok sey oluyor tabi hayatimizda. Mesela kizim gecen sene okula basladi. Okul hayati yuva gibi degil. Harika Norvecce'mle kendisine ders bile calistiriyorum. Yalnis anlamayin hergun saatlerce odev yapiyor degiliz. Haftada bir-iki yarim saat falan. Ama sonucta iyi bir okul hayati ve universite hayati olabilmesi icin kendisinin cok caba gostermesi gerekli. Burada da o kadar kolay degil hicbirsey. Okulda ki ders ortalamalarina ve girdikleri sinav sonuclarina bakiyorlar lisedeki.

Oglan mutlu mutlu (cok sukur) yuvasina gidip geliyor. Kucuk arabalarini elinden dusurmuyor. Bana "anneee, bana bu mavi arabadan al" diye koca bir Tesla gosteriyor. Oldu canim 😁

Baska? Baska birsey yok. Is, guc devam. Bir de dernek islerine girdim bakalim, cikabilir miyim bilmiyorum. Ama olsun, hersey cocuklarimiz icin. Zaten niye buradayim ki, onlar icin, onlara aydinlik bir gelecek sunmak icin...





2 yorum:

Arrianus dedi ki...

Merhaba.Nedendir bilmiyorum sizin blogunuza bakmak bana huzur veriyor.Bazen olumsuz duygularınızı yansıtsanız dahi yinede deneyimlerinize tanıklık etmek keyifli. Üç sene önce işe ilk girdigim zamanlar masa basında otururken sizin blogunuza rastlamıstım ve bu ülkeden eşinizle beraber bir çırpıda çekip gidişiniz bende tuhaf bir mutluluk yaratmıstı. Cesaretinize ve bilinmeyene adım atmaktaki korkusuzlugunuza gıpta etmiştim heralde. Belki bunun yapılabilir oldugunu görüp kendi içimde yarım kalan hayallerimi ayakta tutmamı sagladıgındandır bilemiyorum. Bu üç yıl boyunca sıkışıp kaldıgım bu masa başı işimden her bunaldıgımda blogunuzu bir yokluyor yeni yazınız varsa okuyorum.Yaklaşık 7 ay sonra istifamı vereceğim ve bende bir şekilde kendi hikayemi yazacagım. Tıpkı sizin gibi bir parça bilinmeze adım atacagım. Ancak gelecekte ne olacagını öngördügüm, bilinen ve istemediğim bir hayatı yasamaktansa bilinmeyene adım atmak çok daha karlıdır diye düşünüyorum. Asıl riskin sürekli vermiş oldugunuz cesur kararı sorgulamak oldugunu düşünüyorum. Sizde yazılarınızda bazen norvece gitmek kararının iyi olup olmadıgını hala daha kendi içinizde sorguluyorsunuz sanırsam. Bence bunu yapmamalısınız.Hayattan keyif almak vermiş oldugunuz kararlardan mutluluk parçaları cıkarma becerenizle dogru orantılı artıyor sanırsam.
Çok uzattım ve günlüğünüzü sabote ettim sanırsam :) Size ve alenize mutlu bir hayat diliyorum, daha bol yazın lütfen.

Ayse dedi ki...

Merhaba. Yorumunuz icin cok tesekkurler. Beni dusundurdunuz bazi konularda, "Asıl riskin sürekli vermiş oldugunuz cesur kararı sorgulamak oldugunu düşünüyorum" diyerek. Sanirim haklisiniz. Umarim sizin icin de en iyisi olur ve hicbir zaman verdiginiz kararlari sorgulamak zorunda kalmazsiniz. Sevgiler, Ayse.

Yorum Gönder