Gecen aksam tatilden donduk. Hem guzel hem macerali bir tatildi :) Sorun su ki gitmeden once yeterince arastirma yapamadik, onume gelen oteli ayirttim, ama biliyorum sorun bende ucuza kactim!

Barcelona Yagmurda bile Cok Guzel! 


Gidisimiz zaten macewrayla basladi. Inise dogru tribulansa girdik, basladik sallanmaya. Bu arada arkamizda oturan Hintli bir kadin basladi "Allah, Allah" diye bagirmaya. Az gecmedi basladi tekbir getirmeye. Ben bu arada noluyor ya, relax modundayim ama baktim Soydan bayagi tirsmis. Ben de tuttum Soydanin elini, korkma gibisinden :) Bu arada onden bir adam "Jesus" diye bagirmaya basladi. Sonra 10-15 kisi ayni aynda basladi dua etmeye, bu arada arkamizdaki kadinda surekli bagira bagira dua ediyor. Arada da ufak ufak duserek iniyoruz. Millet ciglik atiyor falan derken tekerlek degdi, kabinde sevinc cigliklari, alkislar koptu :) Neyse sonucta vardik ya ama sunu soyliyim Ryanair ucuz ama zormus!

Ilk gittigimiz 2 gun boyunca surekli yagmur yagdi. Semsiyesiz yurumeye imkan yok, semsiye tepende olunca da kafani kaldirip etrafa bakamiyorsun ama her kafami kaldirabildigimde birseyler gordum. Bilmiyorum neden cok sevdim ben Barcelona'yi. Soydan da sevdi aslinda ama galiba ben daha cok sevdim. Cok renkli cok hareketli, barlar kafeler tika basa dolu, insanlar sokaklarda civil civil. Ama desenizki bana hadi al sana Barcelona, git yasa! bir saniye derim, dusunmem lazim :) Aslinda evli barkli olmasam, coluga cocuga karismayi dusunmesem, o zaman giderim yaaa. Hem havasi da guzel. Buraya gelirken dun orasi 20 dereceydi, buraya bi indik -15. Desenize orada yasanirmi, ne dusuncen!

Neyse Barcelona'dan kiraladigimiz arabaya atlayip yola ciktik. Hedef ve plan suydu, Fransa'ya gecicez geze geze Marseille'ye gidicez, 1gece orda kalip geze geze Nice'e gidicez 1 gece orda kalip. Monaco, Cannes falan gezdikten sonra donus yoluna gecip 1 gece Montpellier'de kalip tekrar Barcelona'ya donup 1gece daha yatip, Oslo'ya geri donucez. Peki biz ne yaptik? Bir gece Cannes'da bir gece Nice'de kalip Barcelona'ya geri donduk.


Boklu Marseille 

Zaten sehre girerken anladik bir gariplik oldugunu, bir hirpanilik var sehirde. Neyse bulduk oteli, girdik. Cok kotu tabi, ama bende suc ucuza kactim. Neyse zaten 1 gece uyuyacaz sadece diyip hemen attik kendimizi sokaga. Daha cikar cikmaz disari 2 adim attim veee boka bastim. Evet caddenin ortasinda, en tazesinden boka bastim. Hala tartisiyoruz Soydan'la yoksa insan bokumuydu diye. Neyse moralimizi bozmadan ilerledik.

Bu arada Marsilya deyince ne hayal edersiniz, bana bi soyleyin. Ben soyle dusunuyordum, guney Fransa, Paris'ten sonra en buyuk sehirlerden biri, tarihi, deniz kenarinda kafeler, sik Fransizlar falan. Yok yanilmisim. Sehri Fransizlar terketmis. Sadece Araplar var. Dukkanlar, kafeler hepsi Arap. Yemekler Arap. Her yer pis, gurultulu. Ne yapacaginizi sasirdik, yemek yiyecek yer bulamadik, hemen otele donduk, esyamizi aldik, otel parasini yaktik ve arabaya atlayip Cannes'a dogru yola ciktik.... devami gelecek...

Evet yine yeni yeniden rejimdeyim :) Aslinda rejim demek yanlis olur. Yapmaya calistigim yeme aliskanligimi degistirmeye cabalamak. Tam 3 gun oldu, daha bozmadim. Ne yaptigimi soyleyeyim. Sabahlari kalkar kalkmaz bir kuru kayisi yiyorum, uzerine de ilik su iciyorum. Kahvalti olarak musli veya 1 dilim ekmek ve penir yiyorum. Oglenleri cok fazla secenegim yok. Is yerindeki kafeteryamizda salata bardan salata ile oglen yemegini gecistiriyorum. Arayi meyvali yogurt veya bir meyva ile gecistirip aksam da et/tavuk/balik yanina salata yada 2-3 kasik sebze yemegi falan. Sonra belki bir meyva daha. Yani gordugunuz gibi olumcul bir diyet yapmiyorum ama 4 gun oncesine kadar bir gunde yediklerimi dusunurseniz super! Hergun tartiliyorum, aslinda tartilmamam lazim bu kadar sik ama galiba 500gr verdim :)
Bunlari yaziyorum ki mecbur kalayim, irademe hakim olmaya calisip kendimi egitiyim, bozarsam utanayim!

Sanirim o gun bugun. Burada yasamanin nasil birsey oldugunu aklima estigi gibi, ne hissediyor ne dusunuyorsam iste bugun yaziyorum. Ilk once neden buradayiz, oradan basliyayim.

Bir kere maceraperestiz, cilginliklari seviyoruz ve ikimizde ikizler burcuyuz yani hem estim akilliyiz hem de degiskeniz, bir zaman sonra yasadigimizdan yasayacaklarimizdan sikiliyoruz. Istanbul'un kesmekesinden, trafiginden, kabaligindan sikildik. Turkiye'nin uzerimize yuklediklerinden yorulduk, kaldiramadik. Soydan neden 2 metrekare icinde 2 tane ptt kapagi olduguna, kaldirimlarin neden diz boyu olduguna takildi, ben neden Belgrad ormanina basibos kopekleri atip yuruyus yapan insanlara saldirmalarina goz yumduklarina takildim, o insanlardan biri ben oldugum icin belki de. Istanbul'da dogup buyumusken, iyi bir yerde calisip fena olmayan paralar kazanirken ne batti bana bu kadar? Evet iyi bir semtte oturan, iyi para kazanan iyi isleri olan bizler 35 yasina merdiven dayamisken, evimizi dagittik arabimizi sattik islerimizden istifa ettik ve bilinmeyen bu yolculuga ciktik. Neden? Cunku haksizlik, duzensizlik batti, cunku su an en cok ozlediklerimizin bizi ozlemesini istedik! evet birilerinden birseylerden kactik ve geldik buraya.

Neyseki bir is bulmadan tum bunlari yapacak kadar deli degiliz. Birimizin burada bir is bulmasi ile ayaklandik biz. Ben calismamayi, evde oturup ev kadini olmayi bile goze almistim. Gerci buraya geldikten sonra bunun benim icin imkansiz oldugunu anladim. Allah bana yardim etti ve ben de buraya gelmeden isimi buldum. Sansliyim!

Eslerden biri en az yillik 250 bin Norvec kronu kazanabilecegi bir is bulursa, hem kendisi hem esi icin "Skilled Worker Visa" dedikleri vizeye basvurabiliyor. Ve bu vize basvurusuna 5 is gunu icerisinde cevap veriliyor. Bu vizeye basvurabilmek icin hangi milletten oldugunuzun hic bir onemi yok. Yeterki bu parayi kazandiracak isi bulun ve is sozlesmesini isveren ile karsilikli imzalayin. Bu vize ile vizenizin gecerligi oldugu sure boyunca Norvec'te oturma ve calisma iznine sahip oluyor ve Avrupanin herhangi bir yerine vizesiz gidip gelebiliyorsunuz. Suresi bitince de hala calistiginizi gosteren son bordronuzu gonderiyor ve vizenizi yeniletiyorsunuz. 3 sene sonra ise suresiz oturma ve calisma vizesine sahip olyorsunuz. Zaten burada yasamaya basladiginiz andan itibaren bir Norvecliden hicbir farkiniz kalmiyor. Her turlu haktan faydalanabiliyorsunuz sadece oy kullanamazsiniz. Vize konusunda daha ayrintili bilgi isterseniz bana yazin :)

Iste bu sekilde bu vize ile geldik. Burda yasayan bir arkadasimizin vasitasi ile bir ev tuttuk, merkezi, 2 yatak odali ve full esyali bir ev. Ev kiralarini mi merak ediyorsunuz, soyleyeyim. Tek odali bir ev, yerine durumuna gore degisiyor tabi ama 7 bin ile 15 bin arasinda degisiyor. Yani 1.600 TLden baslar. Belki hemen anladiniz, burasi Avrupa'nin en pahali sehri. Gecen sene dunyanin en pahali sehri imis, bu sene ikinci :)

Dakik metrosu, tramvaylari ve otobusleri ulasim cok kolay. Araba lazim mi, evet lazim ama sartta degil. Ikinci el arabalar Turkiye ile yaklasik olarak ayni fiyatta. Burada genelde station vagon tercih ediliyor cunku kendi esyani kendin tasiyorsun. Evine aldigin bir esyayi tasitmaya kalkarsan esyadan daha fazla parayi bu servise verirsiniz. Hizmet cok ama cok pahali, neden mi cunku hicbir emek goz ardi edilmiyor, emeginin karsiligini alamayan var mi? Yok! Haksiz kazanc var mi? O da yok!

Peki, burada yasamak icin ne  kadar kazanmak gerekiyor? Iste bu yasamak istediginiz hayata gore degisir ama 2 kisi icin aylik 25 bin krone (4-5 bin TL) yeterli nispeten rahat bir yasam icin. Tabi ki net tutardan bahsediyorum. Cunku burada vergiler anormal. Burasi sosyal bir devlet. Kazaniyorsan vergini vereceksin! Bunun kacari yok!

Iklime, havaya gelince... Kislari kis ama yazlari yaz gibi degil. Kisin en soguk -10 derece oluyor. Bizim sansimiza bu kis son 40 yilin en cok kari yagdi. Yazin ise en cok yagmuru :) Yani Norvec bize daha ilk seneden en kotu yuzunu gosterdi. Ozellikle ocak ve Subat aylari zor. Cunku hem soguk hem karanlik. Sabahlari hava 9.30 gibi aydinlaniyor ve 15.00 gibi karariyor. Tabi bu sure zarfinda iste oldugunuz icin gun isigini goremiyorsunuz. Ama yazin, yazin cok farkli iste. Hava sabah kacta aydinlaniyor bilmiyorum ama zaten tam olarak hic kararmiyor. Saat gece 12'de bile alacakaranlik. Gun bitmiyor, o kadar cok sey yapacak vaktiniz oluyorki. Havanin guzel oldugu bir gun isten cikip denize gidebilir gunesenip yuzebilirsiniz. Daha sonra da parka gidip cimenlerin ustunde mangalinizi yakip pikniginizi yapar arkadaslarinizla keyif yapabilirsiniz. 

Aslinda tum bu yazdiklarim cok genel bilgilerdi. Bu yazinin devami da gelecek yakinda. Firsatini bulunca Norvec'te nasil yasadigimizi da yazicam...

Gecen hafta bayram tatilinden faydalanarak bir arkadasimiz Istanbul'dan bizi ziyarete geldi. Elimizden geldigince kendisini agirlamaya calistik. Iste ne biliyim somonmus, deniz urunleriymis, somine onunde sarap keyfiymis, gece hayati vs yapmaya calistik biseyler.

Kendisinin 4 gunluk ziyaretinde bu memleket hakkindaki yorumlari soyle;

- Korkunc pahali!!! Bir bira 16TL, bir Whooper menu 25TL olabilir mi? bu ne!!!!!!!!!!
- Burda deli gece hayati varmis yahu. - Erkek erkege disari ciktilar bir cuma gecesi. Pek bir renkliymis. Esmeri, sarisini, kizili.. Birakmasamiydim acaba benimkini :)
- Hayatimdaki en guzel kizlari gordum!
- Havasi cok temizmis, ayrica Istanbul'dan cok da farkli degil! (bu arada kendisi gittikten birgun sonra -6 ya dustu :))
- Ben burda yasarim kardesim...

Evet en sonunda ben burda yasarim dedi ama sonradan anladim ki o Turkiye disinda heryerde yasamaya razi, is acisindan tecrube yapmak istiyor... Tabi bu durumda ben burda yasarim soylemini pek dikkate almadik. Ama genel olarak burdan memnun mesut ayrildi. Gerci  gelisinde pek hos karsilanmamisti cunku bize 2 sise raki getiriyormus ve gumrukte aramaya denk gelmis. Rakinin birine el koyduklari gibi bir de 200 USD ceza kesmisler ve orada odemek zorunda kalmis. Rakiya mi uzulsek cezaya mi bilemedik :))

Kural suymus: alkol orani %22'nin uzerinde olan ickiden sadece 1lt getirilebilir. Tabi raki bayagi bir geciyor bu orani. Bu arada arkadas diyorki ama allah icin gumruk memuru cocuk cok kibardi, kibar kibar konusup cezayi kesmis :)

Evet bu bir gercek. Burada insanlar gercekten cok yardimci ve kibarlar. Zaten Soydan'a (sweet-chili soslum, benimki, kocam) da diyorum bu insanlarin hatrina cekiyorum bu memleketi diye :) Saka bir yana bir gun oturup Norvec'te yasmanin nasil birsey oldugunu uzun uzun yazicam...