Tamam Yaaa! | 1/31/2010 04:42:00 ÖS |
Istanbul'da da boyle, bi kuduz kopek vardi yandaki emlakcinin. Gecenin yarisi baslardi havlamaya uyanirdik, uyuyamazdik. Bir keresinde camin onunde butun mahalle kedilerinin ciflesecegi tuttu, boyle birsey olamaz. Butun gece mahvoldu tabi. Hatta bi keresinde karsi evin alarmi calmaya basladi ama nasil caliyor. Artik dayanamiyoruz, sabahin 5inde basladi. Alarmin markasina bakip guvenlik sirketini aradik, orasi bilmem ne hanimin evi, biz kapatamayiz, kendisinin kapatmasi gerek dediler. Iyi de belli ki kadin yok evde yada evde de hirsiz girdi, bicakladi kadini. Yok anlatamiyoruz. Polisi aradik. Onlar da biz birsey yapamayiz dedi, ev sahibi evde yokken mudahele edemezlermis efendim. E o zaman bu alarmin ne anlami var kardesim, biri bize aciklasin. Alarm caliyor ama kimse bakmiyor! Olan bize oluyor orda. Neyse boyle bir suru olay iste. Burda da aynisini yasiyoruz, bizde var demek ki duz tabanlilik ne diyim!
Daha bitmedi! 2 hafta once arabayi parkettik, bir daha da cikaramadik. Yolun kenarinda bir cukur, ustu de bir guzel karla kapanmis anlasilmiyor. Bir tekerlek hop dusmus oraya, oburu de patinaj cekip duruyor, cikmiyor. Simdi Istanbul'da olsaydik demedigimizi birakmazdik. Bir suru laf ederdik. Kalktik sozde dunyanin en medeni memleketine geldik, yine ayni sey. Neyse bugun sweet-chili soslu beyefendi 4 kilo tuz dokup 2 tane de cengaver Norvecli'nin yardimiyla cikarmis arabayi.
Ona da boyle kinayeli beyefendi dedim farkettiyseniz cunku ona da kizginim. Nolmus yani "tamam yaaa" dediysem, hani yeter gibisinden. Vay efendim nasil oyle "timam yaa" dermisim. Gittik ozur diledik yok siniri gecmemismis. Benim sinirim nolucak peki, hayret bisey! Neyse baristik mecburen tabi, napalim. Issiz bir adaya dustuk, 2 basimiza yasiyoruz, mecburuz!
Misafir geldi gitti | 1/25/2010 09:59:00 ÖS |
Bize misafir geldi yine gecen hafta. Prag'dan bir arkadas ama Turk. 1 hafta bizdeydi, beraber yedik ictik, oturduk, kalktik. Hosumuza gidiyo boyle birileri gelsin gitsin. Hem bize de degisiklik oluyor ozellikle bu kis aylarinda, mutlu oluyoruz. Hem verdigimiz kiraya degiyor. Bosu bosuna 2 odali ev tutmadik yani, burda herkes tek odada yasarken. Milet gelsin diye tuttuk. Bakin boyle agirliyoruz iste yemekler falan :))
Oylesine... | 1/19/2010 08:41:00 ÖS |
Gecenlerde Pucca'nin bloglarini kesfettim. Bayildim kiza, cok tatli, cok akilli, cok deli, ne biliyim guzel yani. Size de tavsiye ederim okuyun. Pucca'nin bir de siir yazdigi bir blogu var. Puccaysam Gunahim Ne diye :) Bu blogu gorunce kardesim aklima geldi, bir anda ozleyiverdim cok. Kardesim de nerdeyse okuma yazmayi ogrendiginden beri birseyler karalar durur. Sigara paketi, fis, pecete artik ne bulursa. Her yerden cikar o kagitlar sonra. Bi ara hepsini toplayip bilgisayara gecireyim dedim basedemedim. Kendisine soyluyorum toparla bunlari bir yerde diye ama yok, adamin ruhu tembel !
Pucca'nin siirlerini de gorunce bugun aradim beyefendiyi, dedim hemen kendine bir blog yap, ne yazacaksan oraya yaz. Bakalim ikna edebilecek miyim? Hic umudum yok ama israrlarima devam edicem!
Buyrun size kardesimden bir parca:
Onemli olan bizim havamiz! | 1/15/2010 05:35:00 ÖS |
Gecenlerde gozume ilisti Norvec'te yasamak ile ilgili bir yazi yazmisim ve iklimden havadan sudan bahsetmisim. O postu okuyunca kendimi Kanada Kar gunlugunu tutan kisi gibi hissettim :) Muhakkak gelmistir bir sekilde size de maille falan.
Kanada' dan Kar Günlügü
Havalar nasil olursa olsun sizin havaniz iyi olsun!
Norvec'te Irkcilik mi? | 1/08/2010 09:20:00 ÖS |
Ben buraya geldigimden beri Turkiye'de hic okumadigim kadar gazete okumaya haber takip etmeye basladim memleketten. Dun Milliyet'te gordum bu haber'i. Hatta ben sabah gordugumde basligi falan da farkliydi, Norvec'te insanlik ayibi gibi birseydi. Olayin oldugu yer bizim eve cok yakin, asil onemli olan o semt, Oslo'nun en buyuk acil hastanesinin dibi. Yani hastaneden cikip yurusen Tøyen'nin en uzak kosesine 10 dakikada gidersin. Hani Istanbul'da olsak, ambulans 20dk.da gelse sukrederiz ama burasi Istanbul'un 30da 1i kadar biyer, kabul edilemez bir durum cidden. Bayagi bir asabim bozuldu tabi. Aksam eve gelince basladim Norvec gazetelerini karistirmaya. Haber internet sitelerine dusmus tabi. Ama bugun en buyuk gazetesi Aftenposten'nin bas sayfasinda. Simdi hangi siteydi bulamiycam ama acil servisle yapilan telefon gorusmelerini yayinladilar burda. Sagolsun google translate yardimima yetisti tabi. Herseyi okudum haberle ilgili, yorumlar dahil. Olay su, muhtelemen hasta kadinin yaninda olanlarin Norveccesi yok yada az. O yuzden damadi ariyorlar ve o ariyor acil servisi. Ilk konusma normal. Adresi veriyor, nesi var diye soruyorlar, tam bilmiyorum, kalp krizi olabilir, ben orda degilim su anda gidiyorum ambulans gonderin diyor. Tamam diyorlar. 5dk sonra tekrar ariyor, gonderdiniz mi diye. Acil servis tekrar adresi soruyor, tekrar ayni sorular, nesi var falan diye, bu sefer tabi adam sinirleniyor, ya ne sorup duruyosun gonder su s.ktigimin ambulansini diyor. Karsidaki kari da Sir, burda s.ktiginizden yok normalinden var diyor, bizim Turk iyice deliriyor tabi. Neyse tam 9 kere ariyor ve sorun su ki adama demiyorlar ki tamam sakin olun ambulans yolda geliyor merak etmeyin. Her aradiginda ayni seyleri soruyolar, bir de en son ambulans degil polis geliyor diyolar. Sonra evdekiler ambulansa bakmaya cikiyolar, polisi goruyolar, sen niye geldin, ambulans nerde diye bagiriyor, tabi bunlarin tirsak polisi el kol hareketi, heyecan gorunce korkuyor, adami alassagi ediyolar falan. Ha bu arada polisi arayip soyle diyolar: Biri arayip tehdit ediyor, pakistanli falan galiba, buyuk ihtimal asilsiz ihbar.
Tatil Cilginligi -2- | 1/06/2010 12:25:00 ÖS |
Nerde kalmistim? En son Cannes'a dogru yola cikmistik dimi ? Evet aksam Cannes'daydik. Hemen kendimize yatacak bir yer bulup kendimizi sokaga attik. Guzel bir restaurant bulup mukkemmel bir pizza ile biramizi ictik. Dolasip biraz takildiktan sonra yatisa gectik. Sabahta kahvaltimizi edip Cannes'in tepesindeki kaleye cikip sehri seyrettik biraz. Tabi ben yine biraz hayal kirikligi yasadim. Cunku son derece luks evler bekliyordum ama pek oyle degildi. Ama genel olarak temiz ve guzel bir sahil kasabasi. Eminim yazin cok farkli oluyordur tabi. Ama bu arada akliniza gelecek butun en pahali ve luks markalarin subeleri dukkanlari sira sira dizilmis Cannes'in caddelerine.
Bu apartmanlar Cannes'da dipdibe dizilmisler iste. Neyse Cannes'dan yola ciktik, rotamiz Antibes uzerinden Monaco ve sonrasinda Nice. Tam sehirden ana yoa baglanacagimiz sirada arkadan adamin teki gum diye carpti bize. Bizim tampon gitti, adamin tekerlegi patladi, farlari tamponu falan gitti. Kiralik araba tabi napicaz bilemedik. Orda bir form dolduruup tekrar koyulduk yola. Tekrar Barcelonaya gidip Avis'e arabayi birakmaya gittigimizde ogrendikki direkt 1000Euro'yu bize cakiyorlar, ancak adamin sigortasindan parayi alinca bize geri verecekler. Yapacak birsey yok malesef. Kistirdik kuyrugumuzu bacak aramiza!
Antibes'de guzel bir sahil kenti. Burdaki 2 Norvecli ozellikle cok guzel oldugunu soylemisti o yuzden oradan gecmek istedik. Ama biz pek bisey anlamadik. Neyse Monacoya gelince, dag tepe ev! Adamlarin yeri yok tabi. Daglari oyup icine apartmanlar yapmislar. Yine en luks arabalar, yatlar, dukkanlar dizilmis bu ulkenin her kosesine. Monaco'dan Nice'e arabayla gitme sansiniz olursa muhakkak sahil yolunu tercih edin. Cok guzel manzaralar veriyor. Nice guzel bir sehir. Ben bayagi begendim. Deniz kenari, dar sokaklari, genis caddeleri, tramwayi vs. Hos ve guzel. Bir gece orda kaldiktan sonra Montpeiller'e dogru yola ciktik. 3.5 saatlik yolculuktan sonra vardik. Normalde 1 gece de orda yatmayi planlamistik ama artik bi orda bi burda kalmaktan yorulduk ve hemen Barcelona'ya donmek istedik. Montpeiller guzel bir universte sehri. Guzel bir meydani ve bu meydana cikan yollardan olusuyor. Ben biraz Paris'e benzettim. Burda da bir kac saat gecirdikten sonra Barcelonaya gittik. Ve ben sanki eve donmus gibi hissettim kendimi. Barcelona'da cok mutluydum :))
Birkac fotograf koyuyorum buraya, benim gorduklerimi siz de gorun diye!
Sonuc olarak, French Riviera bir hayal kirikligiydi. Bir kohnelik, bakimsizlik vardi heryerde. Belki kis oldugu icin bilemiyorum artik. Fransizlar da ayri tabi, adam resmen ingilizce biliyo cunku dedigimi anliyo ama konusmuyor yada konusamiyor gunahini almiyim simdi. Barcelona cok guzel bir sehir insani canli tutuyor. Ve ben yaslanmisim artik kesinlikle bunu anladim. Hergun farkli bir yerde kalmak, butun gun yurumek beni cok yordu. Eskiden hangi hostel olursa olsun, uyurum derken, simdi 2 yildizli otellerde kalmak istemedim. Bana noldu bilmiyorum ama anladimki hicbirsey 20li yaslarimdaki gibi degil artik. Ne sagligim ne de beklentilerim!
Rejimin Ruhuna Fatiha | 1/04/2010 10:01:00 ÖS |
Tatilimizin ilk gunlerinde ne yazikki Rejim vefat etti. Kendisini elim bir kaza sonucu genc yasta kaybettik. Daha henuz 10 gunluktu. Dun aksam da yedisiydi, duasi vardi. Irmik helvasi yapip kendisini andim.
Bu arada irmik helvasi cok guzel olmustu, tam benim sevdigim kivamda :)) Sicakken ustune sade dondurma ile cok guzel gitti ;) Hemen tarifini veriyorum.
1 su bardagi irmik
1.5 su bardagi sut
1.5 su bardagi seker
1.5 su bardagi su
125 gr tereyag
Dolmalik fistik
Yagi eritip dilediginiz kadar dolmalik fistigi ve irmiki icine atip kavurmaya baslayin. Diger tarafta bir tence icinde sut, su ve sekeri kaynatin. Irmik ve fistiklarin renginin degistigini, irmiklerin artik tane tane oldugunu goreceksiniz. Iste o zaman kaynattiginiz karisimi yavasca uzerine ekleyin. Kapagini kapatin, suyunu cekinceye kadar kisik ateste birakin. Sonra kapatip biraz demlenmesini bekleyin. Iste bu kadar, afiyet olsun!
Yarin obur gun bu irmik helvasini bitirince tekrar rejime giricem (insallah). O zaman da irademin tekrar dogusunu kutlamak icin bir browni yaparim artik :)
Norvecteki Turklerin alayi deli !!... | 1/01/2010 08:36:00 ÖS |
Deli dedigime bakmayin, cilgin aslinda :) Yeni yila burdaki Turk toplumu ile berber girdik. Tabi hepsi degil :) 40-50 kisilik bir grup, bizim arkadaslarin annesi babasi, onlarin arkadaslari ve cocuklari falan. Lokal diyorlar burda, bir yer kiraliyorlar, iste yemekler falan yapiyorlar, sonra icip soyleniyor falan.
Dun gece piyanist santoz de vardi yalniz :) Disarisi -15 derece icerisi yaniyor, o gobekler, o horonlar, danslar gormek gerek. Bu arada birkac Norvecli de var aramizda. Birinin karisi, onun arkadaslari falan. Allahim boylemi guzel gobek atilir, halay cekilir, Asena halt etsin kardesim!. Bi arada yemekte Norvecli hatun kalkti "Yasasin Ataturk" diye bagriyor. Bir alkis kiyamet :)) Sonra 12ye girerken sampanyalar patlatildi, havai fisekler atildi falan. Sonra da mangalda sucuk!! Nasil ama?
Ha asil neden burdakiler cilgin onu soylemeyi unuttum. Kardesim herkesmi sarki soyler ya? Burdakilerin hepsinin icinde bir turkucu bir sarkici, calgici varmis da firsat olmamis cikaramamislar. Bi tanesi Azeri turkuler soyluyo, oburu roman, biri turku, biri gitar caliyo, oburu siir okuyor, oburu Italyanca, Ispanyolca sarkilar soyluyor. Digerleri de dans ediyor ama oyle boyle dans degil. Bayagi kuraliyla adimiyla falan! Saat 19'dan 3'e kadar hic oturmadilar yaa, bu arada yas ortalamasi 60!! Pes yani! Iste bu yuzden deli bunlar normal olamaz!